V – 3rd person masculine plural perfect verb PRON – subject pronoun فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
عليه
|
ALYH
ǎleyhi
onun yanına
upon him
Ayn,Lam,Ye,He, 70,30,10,5,
P – preposition PRON – 3rd person masculine singular object pronoun جار ومجرور
فقالوا
ق و ل | GWL
FGELWE
fe ḳālū
ve demişlerdi
and said,
Fe,Gaf,Elif,Lam,Vav,Elif, 80,100,1,30,6,1,
CONJ – prefixed conjunction fa (and) V – 3rd person masculine plural perfect verb PRON – subject pronoun الفاء عاطفة فعل ماض والواو ضمير متصل في محل رفع فاعل
سلاما
س ل م | SLM
SLEME
selāmen
selam
"""Peace."""
Sin,Lam,Elif,Mim,Elif, 60,30,1,40,1,
N – accusative masculine indefinite noun اسم منصوب
قال
ق و ل | GWL
GEL
ḳāle
dedi ki
He said,
Gaf,Elif,Lam, 100,1,30,
V – 3rd person masculine singular perfect verb فعل ماض
سلام
س ل م | SLM
SLEM
selāmun
selam
"""Peace,"
Sin,Lam,Elif,Mim, 60,30,1,40,
N – nominative masculine indefinite noun اسم مرفوع
قوم
ق و م | GWM
GWM
ḳavmun
bir topluluk(sunuz)
a people
Gaf,Vav,Mim, 100,6,40,
N – nominative masculine indefinite noun اسم مرفوع
منكرون
ن ك ر | NKR
MNKRWN
munkerūne
tanınmamış
"unknown."""
Mim,Nun,Kef,Re,Vav,Nun, 40,50,20,200,6,50,
N – nominative masculine plural (form IV) passive participle اسم مرفوع
: Dikkat İşareti, Kuran Sözlüğü Projesi kapsamında güncellenmiş ifadelere işaret etmektedir.
Konu Başlığı: -
Kırık Meal (Arapça) : |إِذْ: bir zaman | دَخَلُوا: girmişlerdi | عَلَيْهِ: onun yanına | فَقَالُوا: ve demişlerdi | سَلَامًا: selam | قَالَ: dedi ki | سَلَامٌ: selam | قَوْمٌ: bir topluluk(sunuz) | مُنْكَرُونَ: tanınmamış |
Kırık Meal (Harekesiz) : |إذ ÎZ̃bir zaman | دخلوا D̃ḢLWEgirmişlerdi | عليه ALYHonun yanına | فقالوا FGELWEve demişlerdi | سلاما SLEMEselam | قال GELdedi ki | سلام SLEMselam | قوم GWMbir topluluk(sunuz) | منكرون MNKRWNtanınmamış |
Kırık Meal (Okunuş) : |iƶ: bir zaman | deḣalū: girmişlerdi | ǎleyhi: onun yanına | fe ḳālū: ve demişlerdi | selāmen: selam | ḳāle: dedi ki | selāmun: selam | ḳavmun: bir topluluk(sunuz) | munkerūne: tanınmamış |
Kırık Meal (Transcript) : |ÎZ̃: bir zaman | D̃ḢLWE: girmişlerdi | ALYH: onun yanına | FGELWE: ve demişlerdi | SLEME: selam | GEL: dedi ki | SLEM: selam | GWM: bir topluluk(sunuz) | MNKRWN: tanınmamış |
Abdulbaki Gölpınarlı : Hani, tapısına girmişlerdi de esenlik sana demişlerdi; o da esenlik size demişti, ey yabancılar.
Adem Uğur : Onlar İbrahim'in yanına girmişler, selam vermişlerdi. İbrahim de selamı almış, içinden, "Bunlar, yabancılar" demişti.
Ahmed Hulusi : Hani Onun yanına girdiklerinde: "Selâm" dediler. . . (İbrahim de): "Selâm" dedi. . . "Rastlanmadık birileri (diye düşündü). "
Ahmet Tekin : Onlar, İbrâhim’in yanına girince:
'Selâm sana, selâmette ol, sen selâmettesin' dediler. İbrâhim de:
'Selâm size, selâmette olun' dedi. Bunlar tanınmadık simalardı.
Ahmet Varol : Hani onun yanına girdiklerinde: 'Selam' demişlerdi. O da: 'Selam. Tanınmayan bir topluluk' demişti.
Ali Bulaç : Hani, yanına girdiklerinde: "Selam" demişlerdi. O da: "Selam" demişti. "(Haklarında bilgim olmayan) Yabancı bir topluluk."
Ali Fikri Yavuz : Hani onlar, İbrahîm’in yanına varmışlardı da selâm vermişlerdi. O da (onlara karşılık olarak) selâm vermiş: “- (Bunlar) tanınmadık bir kavim.” demişti.
Bekir Sadak : Onlar, Ibrahim'in yanina girip: «Selam sana» demislerdi, Ibrahim de: «Selam size» demisti; icinden de, onlarin «taninmamis bir topluluk» oldugunu gecirmisti.
Celal Yıldırım : Hani onlar İbrahim'in yanına girip, «Selâm» dediler. İbrahim de «selâm» dedi ve tanımadığım yabancı bir kavim diye içinden geçirdi.
Diyanet İşleri : Hani onlar, İbrahim’in yanına varmışlar ve “Selâm olsun sana!” demişlerdi. O da “Size de selâm olsun.” demiş, “Bunlar tanınmamış (yabancı) kimseler” (diye düşünmüştü).
Diyanet İşleri (eski) : Onlar, İbrahim'in yanına girip: 'Selam sana' demişlerdi, İbrahim de: 'Selam size' demişti; içinden de, onların 'tanınmamış bir topluluk' olduğunu geçirmişti.
Diyanet Vakfi : Onlar İbrahim'in yanına girmişler, selam vermişlerdi. İbrahim de selamı almış, içinden, «Bunlar, yabancılar» demişti.
Edip Yüksel : Onun huzuruna girmişlerdi ve 'Selam (barış)' demişlerdi. O da, 'Selam size, yabancılar!' demişti.
Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2) : Hani onlar İbrahim'in huzuruna girmişlerdi de «Selam sana!» demişlerdi. İbrahim: «Size de selam» demiş, ve içinden: «Bunlar tanınmamış bir topluluk!» diye geçirmişti.
Elmalılı (sadeleştirilmiş) : Yanına girdikleri vakit: «Selam!» dediler. O da: «Selam! Görülmedik bir topluluk» dedi.
Elmalılı Hamdi Yazır : O vakıt ki üzerine girdiler de «selâm» dediler. «Selâm, görülmedik bir kavım» dedi
Fizilal-il Kuran : Onlar, İbrahim'in yanına girip «Selam sana» demişlerdi, İbrahim de: «Selam size» demişti. İçinden de, onların «tanınmamış bir topluluk» olduklarını geçirmişti.
Gültekin Onan : Hani yanına girdiklerinde: "Selam" demişlerdi. O da: "Selam" demişti. "Münker bir kavim."
Hakkı Yılmaz : Hani onlar, İbrâhîm'in üzerine girmişlerdi de “Selâm!” demişlerdi. İbrâhîm: “Selâm, alışılmadık, kimliği belli olmayan topluluk!” dedi.
Hasan Basri Çantay : Hani bunlar, onun yanına girmişlerdi de «Selâm» demişlerdi. (İbrâhîm de) «selâm» demiş (selâm ile mukaabele etmiş), «(Bunlar) tanınmamış bir zümre» demişdi.
Hayrat Neşriyat : (Onlar İbrâhîm’in) yanına girdiklerinde: 'Selâm (senin üzerine olsun)!' demişlerdi.(O da:) 'Selâm (sizin üzerinize de olsun!) (Siz buralarda) tanınmamış bir topluluk(sunuz).' dedi.
İbni Kesir : Hani onlar, yanına girip; selam sana, demişlerdi de; selam, demişti. Tanınmamış bir zümre.
İskender Evrenosoğlu : Onun yanına geldikleri zaman “selâm” dediler. (Hz. İbrâhîm de): “Selâm yabancı kavim.” dedi.
Muhammed Esed : O (semavi elçi)ler İbrahim'e gelip ona selam verdiklerinde, "(Size de) selam olsun!" demişti; (ve kendi kendine,) "Bunlar, yabancı kimseler!" (diye düşünmüştü.)
Ömer Nasuhi Bilmen : O vakit ki, O'nun yanına girmişler de «Selâm!» demişlerdi. (Hazreti İbrahim de) Dedi ki: «Selâm, tanınmamışlar olan bir cemaat.»
Ömer Öngüt : Onlar İbrahim'in yanına girdiklerinde: "Selâm!" demişlerdi. O da: "Selâm!" demiş, içinden de onların "Tanınmamış bir topluluk" olduğunu geçirmişti.
Şaban Piriş : Hani O’nun yanına girmişler: “Selam” demişlerdi. O da: -Selam ey yabancılar!” demişti.
Suat Yıldırım : Onlar yanına varınca: "Selâm!" dediler. O da: "Size de Selâm!" diye cevap verdi, ama içinden: "Bunlar tanımadığım kimseler, hayırdır inşaallah!" dedi.
Süleyman Ateş : Bir zaman onun yanına girmişler: "Selâm" demişlerdi. "Selâm, dedi, (siz) tanınmamış bir topluluk(sunuz)."
Tefhim-ul Kuran : Hani, onun yanına girdiklerinde: «Selam» demişlerdi. O da: «Selam» demişti. «(Haklarında bilgim olmayan) Yabancı bir topluluk.»
Ümit Şimşek : Yanına girdiklerinde 'Selâm' demişlerdi. O da 'Tanımadığım kimseler, size de selâm olsun' dedi.
Yaşar Nuri Öztürk : Hani, İbrahim'in yanına girmişlerdi de "Selam!" demişlerdi. İbrahim: "Selam! Tanınmayan bir topluluk bu." demişti.
Kuran Mealleri Veritabanı ve Site Dosyalarını indirmek için
TIKLAYINIZ.
[Sitemiz kurulum ve geliştirme aşamasındadır. Hatalar, eksikler bulunmaktadır! Lütfen
dikkatli olunuz.]