Hakkı Yılmaz Meali | |
"Yoksa siz Ya'kûb'a ölüm hâli gelip çattığı zaman, oğullarına, “Benden sonra neye kulluk edeceksiniz?” dediği zaman, onların; “Biz, bir tek ilâh olarak senin ilâhına ve ataların İbrâhîm, İsmâîl ve İshâk'ın ilâhına kulluk edeceğiz. Ve biz, sadece O'nun için islâmlaştıranlarız” dediklerine tanıklar mı idiniz?! "(2:133) | |
Onlar, gelip geçen bir önderli toplumdur. Onların kazandıkları kendilerinedir, sizin kazandıklarınız da kendinizedir. Siz, onların yaptıklarından sorumlu olmazsınız. (2:134) | |
"Ve Yahudiler, “Yahûdi olunuz ki kılavuzlandığınız doğru yolu bulasınız; Hristiyanlar da Hristiyan olunuz ki kılavuzlandığınız doğru yolu bulasınız” dediler. Sen de ki: “Tam tersi, küfürden, Allah'a ortak koşmaktan dönen biri olarak Allah'ın ortaklarının olacağını kabul etmemiş olan İbrâhîm'in dinine/yaşam tarzına!” "(2:135) | |
"Deyin ki: “Biz Allah'a, bize indirilene, İbrâhîm'e ve İsmâîl'e ve İshâk'a ve Ya'kûb'a ve torunlarına indirilene, Mûsâ'ya ve Îsâ'ya verilene ve peygamberlere Rablerinden verilene iman ettik; onlardan hiç birini diğerinden ayırmayız ve biz ancak O'nun için islâmlaştıranlarız [sağlamlaştıran/ esenlik-mutluluk kazandıran birileriyiz].” "(2:136) | |
Artık, eğer mü’minleri Yahûdileştirmek, Hristiyanlaştırmak isteyenler, sizin iman ettiğiniz gibi iman ederlerse, artık kesinlikle kılavuzlandıkları doğru yolu buldular. Yok eğer yüz çevirirlerse, onlar sadece parçalanmışlık içindedirler. İşte onlara karşı sana Allah yeter. Ve O, en iyi işitendir, en iyi bilendir. (2:137) | |
Allah'ın dinine! Din ortaya koymak konusunda Allah'tan daha güzel olan kimdir? Ve biz, sadece O'na kulluk edenleriz. (2:138) | |
(139,140) De ki: “Allah, sizin Rabbiniz ve bizim Rabbimiz olmasına rağmen, O'nun hakkında mı bizimle çekişiyorsunuz? Bir de bizim amellerimiz yalnızca bize, sizin amelleriniz de yalnızca sizedir. Ve biz sadece O'nun için Kendisini tüm noksanlıklardan arındıran kimseleriz. Yoksa siz, “Şüphesiz İbrâhîm, İsmâîl, İshâk, Ya‘kûb ve torunları da hep Yahûdi veya Hristiyan idiler” mi diyorsunuz?” De ki: “Siz mi daha iyi bilirsiniz, yoksa Allah mı? Kendi yanındaki, Allah'tan gelen bir şâhitliği saklayandan kendisine daha haksızlık eden kim olabilir? Allah, yaptıklarınıza bilgisiz, duyarsız da değildir.” (2:139) | |
Onlar, gelip geçen bir önderli toplumdurlar. Onların kendi kazandıkları kendilerinedir, sizin kazandıklarınız da kendinizedir. Siz, onların yaptıklarından sorumlu olmazsınız. (2:141) |