Hakkı Yılmaz Meali | |
(49,50) De ki: “Şüphesiz öncekiler ve sonrakiler malûm bir günün belli vaktinde/randevu yerine kesinlikle toplanacaklardır. (56:49) | |
Sonra şüphesiz siz, ey sapıklar, yalanlayıcılar! (56:51) | |
Kesinlikle zakkumdan bir ağaçtan yiyeceksiniz (56:52) | |
de karınlarınızı onunla dolduracaksınız. (56:53) | |
Sonra da onun üstüne kaynar su içeceksiniz. (56:54) | |
Hem de susuzluk illetine tutulmuş develerin içişi gibi içeceksiniz.” –(56:55) | |
İşte bu, din gününde onların ziyafetleridir.– (56:56) | |
"Biz, sizi oluşturduk; doğrulamanız gerekmez mi? "(56:57) | |
Peki döküp durduğunuz şeyi [meniyi, yumurtayı] hiç düşündünüz mü? (56:58) | |
Siz mi oluşturuyorsunuz onu, Biz mi oluşturucularız? (56:59) | |
(60,61) Ölümü aranızda Biz ayarladık Biz. Ve Biz, sizi benzerlerinizle değiştirmemiz ve sizi bilmediğiniz bir şeyde inşa etmemiz üzerine, önüne geçilenler/engellenebilenler değiliz. (56:60) | |
Ve andolsun, ilk yaratılışı bildiniz, öğrendiniz. Peki, düşünüp öğüt almanız gerekmez mi? (56:62) | |
Peki, ekip durduğunuz şeyi hiç düşündünüz mü? (56:63) | |
Siz mi bitiriyorsunuz onu, yoksa Biz mi bitirenleriz? (56:64) | |
(65-67) Dileseydik Biz, kesinlikle onu kuru bir çöp yapardık da siz, “Şüphesiz biz borç altına girmiş kimseleriz! Daha doğrusu, biz her şeyi elinden alınmış yoksun bırakılmış kimseler imişiz!” diyerek şaşar kalırdınız: (56:65) | |
Peki, içip durduğunuz suyu hiç düşündünüz mü? (56:68) | |
Siz mi buluttan indirdiniz onu, yoksa Biz mi indirenleriz? (56:69) | |
Dileseydik onu tuzlu yapardık. O hâlde karşılığını ödemeniz gerekmez mi? (56:70) | |
Peki, yakıp durduğunuz o ateşi/oksijeni hiç düşündünüz mü? (56:71) | |
Siz mi ateşin/oksijenin ağacını inşa ettiniz, yoksa Biz mi inşa edenleriz? (56:72) | |
Biz ateşi/oksijeni bir ibret/hatırlatma ve çöl yolcularına bir yarar yaptık. (56:73) | |
Öyleyse büyük Rabbinin adını arındır/noksanlıklardan uzak tut/O'nun noksanlıklardan uzak olduğunu öğret! (56:74) |